Esenyurt’ta yaşanan gelişmeler hepimizin yüreğini burkmakta. Belediye Başkanı Ahmet Özer’in gözaltına alınması, ardından tutuklanması ve Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanması, yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir mücadele meselesidir. Bu süreçte başkan yardımcılarından müdürlere, danışmanlara, memurlardan işçilere kadar birçok kişi görevlerinden uzaklaştırılmış, seslerini duyuracak mecra bulamadan yalnızlığa terk edilmiştir.
Esenyurt’ta meydanlarda direniş gösteren vatandaşlarımız, yalnızca bir hak arayışında değil; aynı zamanda adaletin, dayanışmanın ve demokrasinin sembolü haline gelmişlerdir. Ancak meydanlarda haykıran bu seslerin duyulabilmesi ve yalnızlıklarının giderilmesi için güçlü bir desteğe ihtiyaç vardır. Özellikle CHP’nin kurumsal yapısının ve sizin liderliğinizdeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu direnişe somut katkılar sunması, halkın moralini yükseltecek ve direnişi güçlendirecektir.
Sayın Başkan, Esenyurt’taki mücadele sadece Esenyurt halkının değil, aynı zamanda tüm Türkiye’deki muhalif belediyelerin ve demokrasiye inanan herkesin ortak meselesidir. Bu nedenle;
1. Görevden alınan personelin durumu:
Kayyum tarafından görevden uzaklaştırılan ve yetkileri ellerinden alınan bu arkadaşların yalnız bırakılmaması gerekiyor. Bu kişiler, İBB veya diğer ilçe belediyelerinde geçici olarak değerlendirilebilir. Ahmet Özer göreve döndüğünde bu kişiler de görevlerine iade edilebilir.
2. Dayanışma ve sahada varlık:
Esenyurt halkının meydanlarda gösterdiği direnişin yalnız olmadığını göstermek için, başta İBB ekibi olmak üzere CHP’nin üst düzey yöneticileri meydanda halkla birlikte olmalıdır. Bu samimi duruş, sadece çay veya çorba ikramıyla değil, gerçek bir dayanışma ruhuyla gösterilmelidir.
3. Mücadele ruhunu diri tutmak:
Tarihten ve geçmiş mücadelelerden örneklerle, bu halkın neler başarabileceğini vurgulamak, Esenyurt’taki direnişi yalnızca bir bölgesel mesele olmaktan çıkarıp ulusal bir mücadele ruhuna dönüştürebilir.
Unutmayalım ki, bu tür baskılar karşısında gösterilen dayanışma ve direniş, yalnızca Esenyurt halkına değil, tüm Türkiye’ye moral olacaktır. Eğer bu süreçte halk yalnız bırakılırsa, yalnızca Esenyurt değil, tüm demokrasi mücadelesi yara alacaktır.
Sizin liderliğinizde bu sürecin daha güçlü bir dayanışma ve birliktelikle aşılacağına inanıyorum. Esenyurt’taki bu haklı direnişi, demokrasiye olan inancı ve mücadele ruhunu yükselten bir simge haline getirmek için hep birlikte çalışmalı. Avrupa standartlarında bir yönetim anlayışı ve evrensel değerler ışığında atılacak her adım, yalnızca bugünü değil, geleceği de kurtaracaktır.
Saygılarımla,
Özgür Gazeteciler Platformu Sözcüsü, Kürt siyasetçi, Gazeteci #ÇetinYılmaz